Mikrobiyota, “flora” olarak da bilinen ve vücudumuzdaki bazı bölgelerin iyi huylu bakterilerden oluşan alanını ifade eden bir kavramdır. Özellikle bağırsak bölgesinde, oldukça önemli olan mikrobiyota, sağlıklı yaşamın temel unsurlarından biridir. Bağırsak mikrobiyotası, vücut ağırlığının 2 – 3 kilosunu oluşturan, oldukça geniş bir yapıdır. Bağırsaklarda olmasına rağmen beyin, ruh sağlığı ve bağışıklık sistemi üzerinde etkili olan; insanı kolon kanseri, ishal ve ateşli hastalıklardan koruyan bir yapıya sahiptir.
Bağırsak mikrobiyotasındaki bozulma, kişinin genel sağlığını olumsuz etkileyecektir. Mikrobiyota sağlığını korumak için neler yapmanız gerektiğini öğrenmek için Ankara’daki kliniğimizi arayabilir ve Doç. Dr. Aybala Yıldız’dan mikrobiyota hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Mikrobiyota Ankara, bağırsak sisteminin %80’ini oluşturan ve dost bakterilerden oluşan bir bölgedir. Yaklaşık 2 kilo ağırlığında olan mikrobiyota, günümüzde, hem işlevleri hem de bu geniş alanı nedeniyle bir organ gibi kabul edilmektedir. Binin üzerinde iyi bakteri (probiyotik) barındıran mikrobiyota, bağırsak hareketlerini düzenlerken seratonin hormonunun da beyne iletilmesine yardımcı oluyor. Dolayısıyla hem insanın ruh hâline hem de fiziksel sağlığına olumlu katkıda bulunuyor hatta belki sağlıklı olmanın nedeni oluyor.
Mikrobiyotada, binin üzerinde yararlı bakteri yani probiyotik yaşıyor. İmmün sistem üzerinde doğrudan etkisi olan probiyotikler, sindirimde de aktif rol alıyor. Bağırsaklar tarafından sindirilemeyen besinlerin sindirilmesini ise B ve K vitaminleri sayesinde sağlıyor. Vücudun bağışıklığını koruyarak patojen maddeleri iç organlardan uzak tutuyor. Özellikle bağırsaklarda koruyucu bir kalkan görevi gören mikrobiyota, birçok iltihaplı hastalıklardan korunmada da aktif rol oynuyor.
Bağırsak mikrobiyotasının etki ettiği en önemli sistem bağışıklık sistemimiz. Mikrobiyotadaki dengenin bozulması, doğrudan hastalıklara davetiye çıkarıyor. Probiyotik bakteriler, bir şekilde bağırsağa giren toksik maddelerin engellenmesinde görev alıyor. Bu bakterilerin kandan uzak tutulması; bağışıklık sisteminin de güçlenmesine yardımcı oluyor. Bunun yanında ishale neden olan zararlı bakterilerle savaşan probiyotik bakteriler, mesane ve bağırsak sağlığını da koruyor. Özellikle bağırsak kanseri, çölyak ve karaciğer yağlanması gibi pek çok ciddi rahatsızlığın engellenmesine yardımcı oluyor. Bağırsaklar mikrobiyotası aynı zamanda beyinle de sürekli bir ilişki içerisinde. Bu nedenle mutluluk ile ilgili hormonların üretimine de katkıda bulunuyor ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkları önlüyor.
Mikrobiyotayı korumada beslenme ve yaşam biçiminin büyük etkisi bulunuyor. Bu nedenle bağırsak mikrobiyotasını koruyacak bir yaşam şeklini alışkanlık hâline getirmek ve düzenli olarak bağırsak mikrobiyotasının durumunu takip etmek sağlık açısından büyük önem taşıyor.
Mikrobiyota hakkında daha fazla bilgi almak ve bağırsak sağlığı ile ilgili tüm merak ettiklerinizi danışmak için Doç. Dr. Aybala Yıldız’ın Ankara’daki kliniğini arayabilirsiniz.